AK Parti, vergi düzenlemelerini de içeren, ‘Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda ve 631 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ni TBMM Başkanlığı’na sundu.
AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, ‘Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda ve 631 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ni TBMM Başkanlığı’na sunduklarını söyledi. Güler, kanun teklifinin 36 maddeden oluştuğunu belirterek, “Bu kanun teklifimizin esas özelliği; değişen ekonomik ve sosyal gelişmelere uyum sağlamak, vergi adaletini güçlendirmek ve kamu maliyesinin sürdürülebilirliğini temin etmek. Tabii Orta Vadeli Programımız eylül ayı itibariyle yeniden güncellenmişti, mevcut program dahilinde bazı destekleyici bütçe dengeleyicileri, bütçe gelir kalemleri ve bütçe giderleri noktasında ve yine enflasyonla mücadelemiz açısından da bazı tedbirlerin alınması zorunluluğu vardı. Bu kapsamda kanun teklifimizi hazırladık. Teklifle; kayıt dışılıkla mücadele, vergi adaletinin güçlendirilmesi, yapısal ve hukuki düzenlemelerin güçlendirilmesi, devletimizin mali gücü ve vergi toplama kapasitesini artırma vizyonumuzu somutlaştırıyoruz. Teklifle; mesken kira gelirlerine uygulanan istisna, kanunla kurulan sosyal güvenlik kurumlarından emekli, maluliyet, dul ve yetim aylığı alan vatandaşlarımız hariç olmak üzere yeniden düzenliyoruz. Gayrimenkullerin devri ve satışlarında beyan edilen alım-satım bedelinin gerçek durumu yansıtmadığının tespiti halinde uygulanan vergi ziyaı cezası, kayıt dışılığı caydırmak amacıyla ve ‘Vergi Usul Kanunu’nda uygulanan oranları yeniden düzenliyoruz. Bu düzenlemede yüzde 25 olarak uygulanan caydırma cezası, ‘Vergi Usul Kanunu’nda yer alan diğer maddelerde olduğu gibi bir katı olarak değerlendirilecektir. Bu adımla beraber emlak beyanlarının gerçek değerler üzerinden yapılmasını arzu ediyoruz” ifadelerini kullandı.
‘İŞVERENLERE VERİLEN HAZİNE DESTEĞİNİ YÜZDE 2’YE DÜŞÜRÜYORUZ’
Sıfır araçların ilk tescil işlemleri ile tescil edilmiş araçların satış ve devirlerinde noterler tarafından alınan bedellerin asgari bin lira olması yönünde de düzenlemenin yapıldığını kaydeden Güler, “Kuyumculuk, ikinci el motorlu kara taşıtı ve taşınmaz ticareti yetki belgeleri, bazı özel sağlık kuruluşları belgeleri, kıymetli madenler ve ticari havacılık işletme ruhsatları yıllık harca tabii tutulacak. Bundan sonra da bu harç doğrultusunda faaliyetlerin yürütülmesini arzu ediyoruz. Sosyal güvenlik sistemi, toplumun refahını güvence altına alan en kritik kamu hizmet alanlarından biridir. Bu sistemin hem dengesini sağlamak hem de sürdürülebilirliğini güçlendirmek ve aynı zamanda da gelir-gider dengesi arasında belli bir oranı sağlamak ve güçlü yapısını sürdürülebilir mahiyette devam ettirmesini arzu ediyoruz. Bu bağlamda doğum hariç borçlanma prim oranını yüzde 32’den yüzde 45’e çıkartıyoruz ve durdurulan Bağ-Kur sigortalılık sürelerinin ihya prim oranlarını da yüzde 45 olarak belirliyoruz. Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları prim oranının işveren hissesi yüzde 11’den yüzde 12’ye çıkartılmakta ve ilgili sigorta kollarının prim oranlarının yükseltilmesiyle kurumumuzun finansal sürdürülebilirliğini sağlamaya gayret ediyoruz. İmalat dışı sektörlerde işverenlerimize sağlanan 4 puanlık hazine prim teşviğini 2 puana indiriyoruz. Burada imalat sektöründeki yüzde 5’lik prim desteği ise aynı şekilde devam edecek. ‘5510 Sayılı Kanunu’n 80’inci maddesinde yapılan değişiklikle prime esas günlük kazanç üst sınırı asgari ücretin 7,5 katıyken bunu 9 katına çıkarıyoruz; çünkü üst değer noktasında ve maaş ölçüsü içerisinde uygulanan 7,5 katın esnek olmadığı yönünde değerlendirmelerimiz oldu. Böylece sigortalı olan emekli aylıkları ve diğer sosyal güvenlik haklarını da yani emeklilikten sonra daha yüksek emekli maaşı alabilmesi noktasında haklarını iyileştiriyoruz” diye konuştu.
‘DEPREM BÜTÇESİNE 595 MİLYAR LİRA İLAVE EDİYORUZ’
Güler, teklifle ayrıca 2026-2027 yılı UEFA Final müsabakaları ile 2032 yılı UEFA Avrupa Futbol Şampiyonası kapsamında UEFA ve yurt dışından gelen takımların elde ettikleri gelirlerin vergilerden muaf tutulacağını söyledi. 6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinin maliyetinin 3,6 trilyon liraya çıktığını vurgulayan Güler, “2025 yılı finansman ihtiyacını karşılamak için, ‘Bütçe Kanunu’ ile belirlediğimiz net borç kullanım tutarına da 595 milyar lira ilave ederek tutarı artırıyoruz. Ticari hayatın sürdürülebilirliği açısından malum ‘Çek Kanunu’nda bir düzenleme vardı. Bu düzenleme 31 Aralık 2025 tarihi itibariyle bitiyordu. Bu da ticaretin sürdürülebilirliği amacıyla, üzerinde yazılı düzenleme tarihinden önce çekin ibrazının geçersiz olduğuna ilişkin geçici madde düzenlemesi; yani kamuoyunun bildiği şekliyle ‘vadeli çek uygulaması’nı 31 Aralık 2028 tarihine kadar uzatıyoruz. Geçen yıllarda çıkardığımız bir kanuni düzenleme vardı. Şirket yönetim üyeliklerinden kaynaklanan veya belediye meclisi, encümenliklerinden alınan huzur haklarıyla ilgili kanunda bir boşluk vardı, yanlış uygulamalara sebebiyet vermemek adına; mali idareler, belediye başkanları, meclis üyelerine yönelik huzur hakları içerisinden yapılan görevlendirmelerden kaynaklı ödenek ve huzur hakları ile ilgili tek ücret sınırlaması dışında bırakıyoruz. Kentsel Dönüşüm Başkanlığımıza; afet riskine karşı uygulamaları süratli biçimde teminat altına alınması amacıyla 31 Aralık 2029 tarihine kadar kamu bankalarından iç borçlanma yapabilme yetkisini getiriyoruz” dedi.
‘GENEL AF GİBİ BİR DÜŞÜNCEMİZ OLMAYACAK’
Ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Güler, emlak vergileri ile ilgili çalışmaların devam ettiğini ve teklifin önümüzdeki hafta sunulabileceğini söyledi. Partisinin ‘genel af’ ile ilgili bir çalışması olup olmadığı sorusu üzerine Güler, “Bizim genel af gibi bir düşüncemiz hiç olmadı, bundan sonra da olmaz. Geçmiş yıllarda ülkemizde gerek 1970’li yıllarda gerekse de 1999’lu yıllarda çıkan, ‘Af Kanunu’nun etki analizleri itibariyle beklentileri karşılamadığını, suç işlemiş kişilerin tahliye olduktan sonra büyük oranda yeniden cezaevine döndüklerini görüyoruz. Bizim yaklaşımımız; ceza kanunlarının 3 ana öğesi vardır; bunlardan bir tanesi kamu düzenini sağlamak, ikincisi suç-ceza dengesini oluşturmak ve suçu işleyen mahkumu ıslah etmek, ıslahla beraber onun topluma yeniden kazandırılmasına yönelik çalışmalar. Bizim bu konulardaki en önemli çalışmamız infaz düzenlemeleri olmuştur. Yani koşullu salıverilme şartlarının güçlendirilmesi. Suç işleyen kişinin mahkumiyetiyle beraber onun cezaevi koşulları içerisinde infaz oranlarında destekleyici hükümler getirerek ki 2020’lı yıllarda çıkardığımız infaz rejiminde, koşullu salıverilme şartlarını evrensel hukuk normlarına taşıdık ve İdari Gözlem Kurullarını kurduk.” değerlendirmesinde bulundu.
Güler, ‘Umut hakkı’ ile ilgili soruya da “Bizim kanunlarımızda umut hakkı yok. Bizim kanunlarımızda koşulla salıverme şartları vardır, ceza ertelemesi vardır” dedi.